20 Ocak 2013 Pazar

Harran Tarihin İçinde Kaybolan Şehir

Tarihi Harran Üniversitesi Kalıntıları
Halfeti'de keyifli bir tekne turundan sonra yine hüzünlü bir şehre doğru yol alıyoruz. Harran. Dünyada inşa edilmiş ikinci üniversiteye ev sahipliği yapan parlak bir geçmişi sahip olmasına rağmen rağmen tarihin tozlu sayfaları arasında unutulmuş bir şehir. Şimdilerde bu tozlar silkelenip gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor.

Harran'a gitmek için Urfa'yı geçip 40 km kadar gitmek gerekiyor. Harran çıkmaz sokak gibi. İlerisi yok.
Şehre girer girmez bizi akıl almaz bir çamur karşıladı. Zaten yollar dahil toprak olan her yer yağmurla birlikte bataklığa dönüşmüş.  Tarihi şehre girmeden önce ilçe merkezinde yemek yemek istedik. Ancak sadece otelde yemek bulabileceğimiz söylendi. Böyle bir yerde uluslararası bir otel olmasını önce yadırgadık. Ancak sağımızda solumuzda oturanların çoğunun yabancı olduğunu görünce durum anlaşıldı. Dünyanın her yerinden akademisyenler tarihi üniversiteyi araştırmaya geliyorlar.
Tarihi Harran Şehri Giriş Kapısı
Tarihi şehre girer girmez etrafımızı bir kaç kişi çevirerek rehber adı altında çocukları peşimize takmaya çalıştılar.  Bir şekilde atlattık dediğimiz de bu sefer motorlu bir arkadaş gönüllü(!) rehber olarak bize eşlik etti. Yabancılar çocukları bahşişte öyle alıştırmışlar ki ulu orta para ister olmuşlar. Bu gezinin en tatsız tarafı bu oldu. Gönüllü rehberimiz sayesinde peşimizi bırakmayan çocukları savuşturduk.

Harran
Harran,  tarihi üniversite kalıntıları ile birlikte toprak evleri ile ünlü. Önce müze gibi kullanılan Harran Kültür Evini gezdik. Her bir kubbenin altı bir oda. Her oda da başka bir hayat var. Bambaşka bir zamanın evlerinin odalarında dolaşıyoruz sanki.  Bahçesindeki develer bile bizi alıp beş asır öncesine götürüyor sanki. Develerin  fotoğraflarını çekerken çok ilginç bir olaya şahit olduk. Sakin sakin sularını içen develer bir anda hareketlenerek koşmaya ve az ilerideki atları koşturmaya başladı. Ne olduğu anlamadık. Yanımızdaki arkadaş develerin atların çiftleşme sırasında çıkartıkları sesten hoşlanmadıklarını yakınlarında bu gibi durumlara izin vermediklerini öğrendik. Tebessüm ettiren bir andı bizim için. Deve o kadar hızlı koşuyordu ki maalesef  net bir şekilde yakalayamadım.

Harran Evleri


Harran Evleri
Atları Koşturan Deve
Harran Evi Mutfak
Tarihi Harran Üniversitesi tarihte kurulan ikinci üniversite olarak biliniyor. Bu yüzden bu kalıntılara ilgi büyük. Biz gezerken bile büyük bir grup inceleme yapıyordu. Üniversite kalıntılarını ilk gördüğümde içimde bir burkulma oldu. Daha önce Efes gibi Roma ve Bizans kalıntılarını görmüştüm. Ama bu başkaydı. Bizim yani tamamen İslam medeniyetine ait bir şehrin kalıntılarını ilk defa görüyordum. Şehir Moğol istilası sırasında yıkılmış. Evliya Çelebi bile seyahatnamesinde terk edilen bir şehir olarak bahseder Harran'dan. Harran'ı gördüğümde aklıma Kartaca geldi. Hanibal döneminde Roma'ya kafa tutan Kartaca savaşta kaybedince Roma'lı askerler tarafında yerle bir edilmiş. Tekrar bir yerleşim olmaması içinde toprağı ters sürülerek lanetlenmiş. Sanki Moğollar da Harran'ın toprağı ters sürmüş gibi bir daha  kendine gelememiş.
Harran Üniversitesi
Harran Üniversitesi
Harran Üniversitesi
Harran Üniversitesi  döneminde en üst seviyesinde eğitim veriliyormuş. Özellik matematik, astronomi gibi fen bilimleri. Bu okulda yetişmiş astronominin öncüsü El-Battani, modern kimyanın kurucusu Cabir Bin Hayyan gibi bir çok İslam alimi var. Böyle bir medeniyetin beşiği bir şehir tarihte unutulup gidiyor. Bunun gibi işaretleri gördükçe ibret almıyor musunuz diye tekrar eden ayetleri hatırlıyorum. İnsanoğlu gerçekten ibret almıyor. Harran'da aklımızda kalan bunlar oldu. İbretlik sahnelerde Endülüs'ün yanına Harran'ı da eklemiş oldum.

Harran Kalesine çıktığımızda güneş uçsuz bucaksız ve susuz ovaların üzerinde batıyordu. Gönüllü rehberimize gönlümüzden kopan bahşişi gönüllü olarak vererek yola çıktık. Ana yola geldiğimizde hava kararmıştı. Sınıra da çok yakındık. 20 km kadar gittiğimizde Akçakale sınır kapısını görebilirdik. Hatıralarımız da yer etmesi için yönümüzü sınır kapısına doğru çevirdik. Gümrük memurlar kameralarımıza izin vermese de serbest bölgeye kadar girdik. Suriye tarafına Beşar Esad'ı dev posterini görebiliyorduk. Sınır kapısında hatıra fotoğraflarımızı çektirerek Urfa'da doğru hareket ettik.

Harran Evi Gelin Odası



----

Not: 7 Ocak 2011 tarihli Antep-Urfa gezisinin notlarıdır. 


Gaziantep gezi notları için tıklayınız.
Birecik gezi notları için tıklayınız.
Halfeti gezi notları için tıklayınız.
Harran gezi notları için tıklayınız.
Urfa 1 gezi notları için tıklayınız.
Urfa 2 gezi notları için tıklayınız.
Göbeklitepe gezi notları için tıklayınız.





Akçakale Sınır Kapısı

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Design by Wordpress Theme | Bloggerized by Free Blogger Templates | free samples without surveys