31 Ocak 2014 Cuma

Yol Sözleri - 3


101.
Yolculuk yapın, sıhhat bulursunuz (Hadisi Şerif)
102.
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur) (Atasözü)
103.
Yolculuk ederken gözlerini yanına almayı unutma. (A.B.Alcott)
104.
Düz yolda da sürçer insan. (Çehov)
105.
En güzel seyahat, akıl ve kalple yapılan seyahattir. (Nurettin Topçu)
106.
Seyahat, insanın dünyasını genişletir. (Malcolm X)
107.
Âlem bir kitaptır ki seyahat, onu mütalâa etmek demektir. (A.Hamid Tarhan)
108.
Herkesin yolu ayrı.  (Dostoyevski)
109.
Ne tarafa gidersen git, yol rüzgâra karşı ve yokuştur. (G.D. Annunzio)
110.
Yol mezarda bitmiyor, girdiğinde görürsün! (Kolombiya Atasözü)
111.
Yollar yürüyerek açılır.(Franz Kafka)
112.
Yollar yürümekle aşınmaz. (Süleyman Demirel)
113.
Ya yeni bir yol yapacağız, ya da yeni bir yol bulacağız. (Kartacalı Hannibal)
114.
Yolculuğun kendisi zirveye ulaşmak kadar önemlidir; sadece oraya varmak değil, nasıl vardığınız da belirleyicidir.(Bonnington)
115.
Sevdan ile düştüm yaban ellere Dalıp çıktım ateşlere küllere Giyinde bir çarık Gel ardım sıra Dağlara yollara çöllere (V.Konak)
116.
Her zaman bizi bekledikleri yere varırız. Güzergahlar Kitabı ( Josè Saramago )
117.
Kimse bir başkası için Dünya'yı keşfedemez. (Wendell Berry)
118.
Ey gaziler yol göründü Yine garip serime Dağlar taşlar dayanamaz Benim ah u zârıma (Yavuz Sultan Selim)
119.
Her dolaşan kaybolmuş değildir. (J.R.R. Tolkien)
120.
Her seyahat, kesintisiz ve çeşitli zor işlerden bizi kurtardığı için değil; fakat sorumluluklarımızdan ayırdığı için bir dinlenmedir. (Andre Maurois)
121.
Bir memlekete, oranın dilini biraz öğrenmeden giden, seyahat etmiş olmaz; okula gitmiş olur. (Francis Bacon)
122.
Seyahat, gençlerde eğitimin, yaşlılarda da görgünün bir parçasıdır. (Francis Bacon)
123.
Başka ülkeleri ne kadar çok görürsem, kendi ülkemi o kadar çok severim. (Madame de Stael)
124.
Gezmek, bir zamanlar insan ve evren arasinda var olan uyumu tekrar kurar. (Anatole France)
125.
Umutla Yolculuk Etmek, Gidilecek Yere Varmaktan Çok Daha Zevklidir. (Robert Louis Stevenson)
126.
Ne kadar yürürsen yürü; arkanda bıraktığın yol kadar güçlü, ve henüz yürümediğin yol kadar zayıfsın. (Boris Vian)
127.
Bütün olmak parça olmaktir; gerçek yolculuk geri dönüstür.(Ursula Kroeber Le Guin)
128.
Nice yürük atlar yollarda kalmisken, topal esek sag salim konaga ulasir. Seyh Sadi
129.
Önümden gitme seni izleyemeyebilirim, arkamdan da gelme yol gösteremeyebilirim; yanimda yürü ve yalnizca dostum kal. (Albert Camus)
130.
Yalan atla gider, gerçek yürür.Fakat yine de tam zamaninda yetisir. Japon Atasözü
131.
Baskasinin izinde yürüyen, iz birakamaz. (Joan I. Brannon)
132.
Amerika, insanlarin idman olsun diye her gün on mil yürüdükten sonra, asansörle birinci kata çiktiklari tek dünya ülkesidir. (Orben’s Current Comedy Dergisi)
133.
En iyi asker, çarpismaktan çok yürümesini bilen askerdir. (Napoleon Bonaparte)
134.
Kara tren gecikir belki hiç gelmez  Dağlarda salınır da derdimi bilmez (Özhan Eren)
135.
Bu yol uzaktır menzili çoktur Geçidi yoktur derin sular var Girdik bu yola aşk ile bile Gurbetlik ile, bizi salan var (Yunus Emre)
136.
Uçsuz bucaksız bir yolda Yürüyorum tek başıma Herkes hakkını helaletsin Kalmasın tekbir lokma. (Barış )Manço
137.
Bu yolda ölmek var belkide dönmemek Ömür bitse bile yol bitmeyecek (Barış Manço)
138.
Dünya hancı biz garip yolcu Haydi bastır be oğlum Allah'a bir can borcumuz var Bir tek ona güven yolun açık olsun (Barış Manço)
139.
Yola baktım ama yol uzun Canım atım yaman atım Etme eyleme ölüm Varmadan Kurtuba'ya (Federico Garcia LORCA )
140.
Rüzgarlar ve dalgalar yetkin gezginlerin her zaman yanındadır. (Edward Gibbon)
141.
iyi bir yolcunun sabit bir planı yoktur. Ve varmaya niyetli değildir. (Lao Tzu)
142.
Hiç hareket etmezsen, Hiç ses çıkaramazsın. (Oasis)
143.
Kara tren gecikir belki hiç gelmez Dağlarda salınır da derdimi bilmez (Özhan Eren)
144.
Dağlar duvar olsa önüme  Yollar kör düğüm düğümlense Dönmem gözümü dağlasalar İpe götürseler Sen bir çağır yeter... (Sezen Aksu)
145.
Budadık yeşil dalları Yamulttuk bütün yolları Yürüyecek iz kalmadı (Uğur Işılak)
146.
Kılavuzu olan yolundan olmaz Yol bilmeyen gider ama yol almaz (Uğur Işılak)
147.
Seyyah olmak hikayeleri taşımaktır. (Güneş Akdoğan @lizardOnTheRoad )
148.
Akıl sahipleri bir yerde oturup kalınca rahat edemezler.  Öyleyse odunu ocağı bırakta dışarılara çık seyahat et. Yolculuk et. Ayrıldığın bazı şeylere karşılık yeni ve güzel şeyler bulacaksın. ( İmam Şafii)
149.
Varlığın kökeni harekettir. Varlığın içinde hareketsizlik yer alamaz. Eğer varlık hareketsiz ise hiçliğe geri döner. İşte bu yüzden de dünya ve ahiret de yolculuk hiç durmadan devam eder. (İbn-ul Arabi)
150.
Her gün yeni bir gemi kalkar insanın umut limanından... Özgürlük için, yaşamak için, ve fırtınaya inat, dalgaya inat, ölüme inat!...(Ernesto Che Guevara)

Yol Sözleri - 1
Yol Sözleri - 2



26 Ocak 2014 Pazar

Cehennem Şelaleleri'nde Sonbahar Tadında Bir Kış Yürüyüşü

Cehennem Şelaleleri
2014 yılı gezi ve yürüyüş sezonu açmış bulunmaktayım. İlk aktivitem Kırklareli'nin Vize ilçesi sınırları içersinde yeralan Cehennem Şelaleri yürüyüşü oldu. Kırklareli ülkemizin bakir kalmış nadide köşelerinde bir tanesi. 2010 yılında yaptığımız Kırkeli gezimizde büyük bir çoğunluğu görme fırsatım olmuştu. O gezide  ancak yürüyüşle gidilebilen Mahta Tepe, Cehennem Şelalerini  ve geç kaldığımızdan Dupnisa Mağaralarını görememiştik.

Rehberimiz Timuçin'in davet ile katıldığım yürüyüşte Cehennem Şelalerini görme fırsatım oldu. Bir kış günü çok güzel bir yürüyüş gerçekleştirdik. Geçen sene bu vakitler kar üzerinde yapılmış bu etkinlik. Bu sene kurak geçen sezonda su bulabileceğimizi bile ummazken Cuma'den beri yağan yağmurlar dereleri suyla doldurmuş. Haliyle dere geçişleri biraz hoplamalı zıplamalı oldu. Bir kış aktivitesinden beklenmeyecek kadar sulu geçti. Ancak her şeye rağmen çok zevkliydi.

Gece boyu yağan yağmurdan sonra sabah bizi yoğun bir sis karşıladı bizi. Trakyanın meşhur soğuğu olmazsa olmaz tabi. Yağmur, yürüyüşümüz boyunca çok kısa bir zaman hariç bize müsade etti sanki. Sağnak olarak yağmaya başladığında biz parkurdan çıkmıştık bile. Toplam 12 km yürümemize rağmen çok fazla zorlanmadık açıkçası. Tam bir antreman oldu benim için. Uzun zaman ara verdiğim yürüyüşlere tekrar başlamak mutlu etti. Elbette çektiğim güzel fotoğraflarında etkisi var bunda. Kar olmayınca sonbahar tadında fotoğraflar çektim gün boyunca. Yanımda kolaylıkla taşıdığım ahtapot tripod sayesinde şelalelerde uzun pozlama bile yapabildim. Yürüyüş boyunca iki şey özellikle dikkatimi çekti. Birinci yalancı bahardan etkilenip açan çiğdemler. Diğeri de kunduzların yaptığını düşündüğüm yapraklardan su bendi. O kadar düzenli toplanmıştık ki kuş yuvalarına benziyordu. Ekip üyeleri doğal modellerim oldu her zaman ki gibi. Grubu arkadan takip ediip yolun kıvrımlarından geçişlerini izledim. Yoldaki izlere yakışan karaler oldu. Ekibin tüm üyeleri birbiri ile oldukça uyumluydu. Başta rehberimiz Timuçin olmak üzerere hepsine teşekkür etmek gerek.















21 Ocak 2014 Salı

16.yy'da Bir Yol Hikayesi : Filin Yolculugu


Her zaman bizi bekledikleri yere varırız.(Güzergahlar Kitabı)

Lizbon'dan başlayıp Viyana'da son bulan 16.yy ait bir yol hikayesi. Tarihi bir olaydan esinlenerek eğlenceli bir yolculuğa çıkartıyor bizleri. Portekizli yazar Jose Saramago'nun okuduğum ilk kitabı. Hem tarzına hem satır araların kurduğu cümlelere hayran kaldım. Öncelikle yazarın ilk dikkati çeken özelliği nokta ve virgül haricinde noktalama işaretlerini kullanmaması, özel kelimelere büyük harf ile başlamaması, diyalog cümlelerin sonunu "dedi" ile bitirmemesi. İlk başlarda garipsensede yazarın sıcak cümleleri tüm olumsuz havayı dağıtıyor. Keskin bir mizah anlayışı var. Zeka dolu cümleleri tüm kitaba özenle yerleştirmiş. Ayrıca kitap yazarın ölümünden önce eşinin telkinleri ile hasta yatağında yazdığı son eserlerinden. Kitabı eşine ithaf ederken kullanıdığı "ölmeme izin vermeyen eşim Pilar’a" cümlesi ile çok edebi bir şekilde ifade etmiş.

Bir yolculuğu anlatılması, Endülüs'ün bir parçası olan Portekizden başlaması, Fil üzerinden Hannibal ile ilişkilendirmesi, file verilen Muhteşem Süleyman ismi ile Kanuni'ye gönderme yapılması kitapta beni çeken konular oldu.  Konusu tarihi bir olaya dayanıyor. Portekiz Kralının, İspanya-Avusturya kralı hediye ettiği bir filin hikayesi. Ve onun  Lizbon'dan Viyana'ya uzanan yolculuğu.

Akıcı üslübu ile cümlelerin üzerinde durarak altını çizerek okuduğum bir roman oldu. Aşağıdaki cümlelerden bir kaç tanesini okuduğunuz da bana hak vereceksiniz. Bu anlamlı cümleleri bazen fil terbiyecisi Subhro'nun ağzından anlatır, kimi zaman da hikaye anlatıcı olarak direk kendisi dile getirir. Tekrar okumayı düşünebileceğim bir kitap.
  • Sürekli tekrarlanan övgüler, kesinlikle memnuniyetsizlikle son bulacaktır, aslında birer yergi sayılırlar.14.s.
  • En iyi cins kumaş bile lekelenir. 28.s.
  • İyi fikirler de kötü fikirler de aynı dertten mustariptirler, demokritosun atomları ya da bir sepetteki kirazlar gibi birbirine bağlıdır.35.s.
  • Fil, bir filden çok daha fazlasıdır.37.s.
  • İlk gün herşey kötü gider.38.s.
  • Elvada dünya, giderek berbatlaşıyorsun. 156.s.
  • Doğanın kimi gizemleri ilk bakışta çözülmez görünür, ayrıca oldğu gibi olduğu gibi bırakmak daha hayırlı olabilir, çünkü yetersiz bilgi bize iyilikten çok kötülük getirir. 168.s.
  • Akıl konudan uzaklaştığında, heveslerin ve hezeyanların kanatları çırpmaya başladığında ne kadar yol gittiğimizin farkına varamayız, hele de bizi götüren ayaklar kendimizin değilse. 175.s.
  • Konuşmakla susmak arasında bir fil her zaman susmayı tercih eder. 176.s.
  • Ağaç resimlerinin yaprakları dökülmez. 183.s.

Fil Süleyman'ın yolculuğu temsil eden tarihi çizimler . (Kaynak : Wikipedia)

1554 tarihli Avusturya Madolyonu. (Kaynak : Wikipedia)

Yol Şarkıları - 1


Yollar namına #yolsözleri toplamaya başladım önce. Sonra yolum hep şiirlere vardı nedense. Şairler ne çok severlermiş yolları meğer. Hele helen gönül erenlerinin yol sevdasında ne hikmetler varmış Yunus gibi. Şiir olurda şarkılar olmaz mı ? Bu sefer nağmeler gelmeye başladı kulaklarıma. Dinlemeye başladım. Dinledim dinledim dinledim. Yol oldumu hüzün var nedense şarkılarda. Bizde yol demek göçtür gurbettir ondandır belki de. Baktım bunlarda iz bırakmaya başladılar arkamda. Yol Şarkıları oluştu böylece. Bana da izleri paylaşmak düştü. Yollar olduğu müddetçe #yolşarkıları da devam edecek. Bu daha başlangıç.


1 - Baris Manco - Yol


2 - Selçuk Balcı - Hasret Uzun Bir Yol 



3 - Kaybedenler Kulübü - YOL



4 - Aytekin G. Ataş-Seyyah


4 - Federico Garcia Lorca - Córdoba (Atlı) (Seslendiren : Zülfi Livaneli)


5 - İbrahim Tatlıses - Yol ver dağlar


6 - Sezen Aksu - Bir Kuş Uçur


7 - Murat Çelik - Seyyah


8 - Ceza - Seyyah


9 - Ender Balkır - Seyyah Oldum


10 - Göksel - Uzun Uzun Yollar 


18 Ocak 2014 Cumartesi

Tahayyüllerin Ötesindeki Tuzla

Tuzla Sahil - İTÜ Denizcilik Fakültesi
Bugün size tahayyül ettiğinizin ötesinde bir Tuzla portresi çizeceğim. Tuzla,  İstanbul'un uzak ilçelerinde birisi olarak ölümlü kazaları ile meşhur tersanesi ile aklımızda yer edinmiştir. Askere giden üniversite mezunlarının yedek subay sınavına girdiği Tuzla Piyade Okulu da Tuzla'yı tanımamız için diğer bir neden.  Peki size Tuzla'nın aslında tam bir sahil kasabası olduğunu söylesem ne dersiniz. Tuzla'yı bilmeyenlerin buna şaşıracağına eminim. İtiraf ediyorum : Bugüne kadar Kartal doğumlu olup hayatımın son 25 yılı neredeyse Pendik'te geçmesine rağmen Tuzla'ya hiç gelmemiştim.  Bir keresinde arabayla sahilde geçmiş olduğumu hatırlıyorum sadece hepsi o kadar.
Gözdağı'ndan Pendik ve Tuzla
Candostum Yavuz Alper'le bu hafta sonu İstanbul Anadolu yakasında bir rota çizelim istedik. "Altın Kafes" olarak tabir ettiğim  Pendik benim yurdum sayılır. Pendik-Tuzla hattında rahat bir gezi yaptık. Önce Gözdağı'na çıkarak bir Pendik panoraması izledik beraber. Ardından sahile inerek Pendik Marina'dan yatları ve denizi izledik. Marina benim favori mekanlarımdan birisi. Kahve eşliğinde deniz havası olarak kitap okuduğum bir köşe var burada. Daha yemek yemek için meşhur mekanlarımızda Uzun Kebap'a geçtik. Pendik sahilde çok güzel bir yer burası. Asıl merkezi Pendik Çarşı içinde olsa da burayı çok seviyorum ben. Sahil hattı boyurnca denize sıfır yemek yiyebileceğiniz ender mekanlardan. Ayrıca oldukça ekonomik.

Pendik Uzunlar Kebap
Pendik sahilde kısa bir yürüyüşten sonra Tuzla sahile geçtik. Tersane Bölgesi, sonra Kamil Abduş Gölü'nün  kenarında geçerek Postane Mahallesine ulaştık.  Evet yanlış duymadınız denize çok yakın bir mesafede bir göl var burada. Göçmen kuşların uğrak sulak alanlarında bir tanesi. Maalesef sanayi içersinde kalmış. Tuzla sahile ulaştığınızda bir anda İstanbul'dan çıkıp bir sahil kasabasına geldiğinizi hissedeceksiniz. Denizde balıkçı tekneleri, az katlı binalar, balıkçı dükkanları, palmiyeler, kayalıklar arasında kediler, yürüyüş yapanlar, martılar. Bunca yıldır neden buralara gelmediğimi düşününce Bostancı'dan başlayıp Pendik'te biten sahil yolunuz düşündüm. Tersanelerden dolayı daha ileri gitmiyordu. Belkide bu bende psikolojik bir duvar oluşturmuştu. İşte Tuzla'da bu duvar arkasına saklanmış yıllardır. Askeri tesislerin bunda büyük etkisini eklemeliyim. Askeri Tersane, Deniz Harp Okulu, Piyade Okulu arasında sıkışmamış aksine nefes almış Tuzla.

Tuzla Sahil
Akşam güneşi karşıladı bizi Tuzla yavaş yavaş batmak üzereydi. Güzel bir hafta sonu olmasına rağmen sert esen rüzgardan dolayı pek bir kalabalık değildi sahil. Küçük ahşap iskelede oturan aşıklar dışında sakindi. Sahildeki İTÜ Denizcilik Fakültesi'ne ait gemi kaptan köşkünü simgeleyen kule Tuzla'nın karakteristiği olmuş diyebilirim. Tüm sahil boyunca çok güzel gözüküyordu. Sahilde bankta kitap okuyan genç bir kız buraya gelip kitap okuma fikri verdi. İlerledikçe hafada martılarda bir hareketlik sezinledik. Önse sahil boyunca uzananda dükkanların üzerinde uçuyorlardı. Sonra bir anca deniz kenarına doğru hucüm ettiler. Elinde bir kova balık artığını kayalıklara döken birisini görünce durumu anladık. Martıların akşam yemeği vaktiymiş. Belkide tüm gün bunu bekliyorlardı . Karaköy'de de benzer bir sahneye şahit olmuştuk. Güzel bir andı.

Martıların Akşam Ziyafeti
Tüm sahil çam ve hurma ağaçları ile yeşil bir hatlar kuşatılıyor. Aralarında çocuk parkları var. Bir de güzel bir koşu parkuru var. Meraklılarına duyrulur. Zaten tüm sahil boyu koşu ve yürüyüş için ideal. Yalova ile mesafe buradan itaren azalıp İzmir Körfezi başlamakta. Bu yüzden karşı kıyılar net bir şekilde gözükmekte. Güzel bir havanın olmasıyla görsel olarak güzel bir gün yaşadık.

İzmit Körfezi'nin Başlangıç Noktası


Şimdi tüm bu anlattıklarımdan sonra hafta sonu bir günü Tuzla'da geçirmeye değmez mi  ?

Gözdağı'ndan Kartal ve Yakacık
Pendik Marina
Pendik Sahil

Tuzla Sahil
Tuzla Sahil
Tuzla Sahil 
Tuzla Sahil Koşu Parkuru

12 Ocak 2014 Pazar

Mehteran Eşliğinde Tarihte Yolculuk : Askeri Müze


Taksim'den Şişli'ye doğru giderken Harbiye'de askeri müze bulunmaktadır. Yüzlerce ken bu yolu kullanmış olmama rağmen bu müzeye bir kere o da dış bahçedeki bir fuar için gelmiştim. Can dostum Yavuz Alper'le uzun zamandır bir ziyaret yapmayı planlıyorduk. Cumartesi akşam Yasmin Levy konseri Harbiye ICC'de olunca gündüz müzeyi gezme fırsatımız oldu. Efkan Sinan arakadışımız katılması dolu dolu bir gün geçirmiş olduk.

Harbiye Askeri Müzesi, askeri anlamda çok geniş bir koleksiyona sahip. Özellikle tablolar ve panoramik görüntülerle tarihi savaşlar çok güzel canlandırılmış. Tüm Selçuklu Sultanlarının ve Osmanlı padişahlarının portresi tuğraları ile bulunmakta. Panoramik tablolarda Malazgirt ve İstanbul'un fethi bunlar içersinde en beğendiklerim oldu.


Aklınıza askeri teçhizat ne geliyorsa bulabilirsiniz müzede. Oklar, kılıçlar, zırhlar, tüfekler vs. Orta Asya'dan başlayarak Kore ve Kıbrıs Savaşlarına'na kadar  kronolojik olarak sıralanmış. Tüm bu paha biçilemez objelere rağmen müzenin asıl uzmanlık konusu ise askeri olmakla birlikte daha farklı bir alanda. Mehteran Takımı.
Surre Alayı Deve Alınlığı

Yeniçeri Ocağının kaldırılması ile birlikte önemine kaybetip lağvedilen mehteran bölüğü uzun yıllar unutulmuş. Osmanlının  son döneminde tekrar kurulmaya çalışılsada asıl Cumhuriyet döneminde genelkurmay Başkanlığının emri ile tekrar gün yüzüne çıkartılmış. Derinlemesi yapılan araştırmalar ile mehter üzerine çok geniş bir bilgi birikimi sağlanmış. Mehter, müze ablemine girecek kadar öneme sahip. Pazartesi ve Salı hariç her gün 15:00 ile 16:00 arasında Mehter takımı gösteri yapmakta. İzleyeceğiniz en güzel mehter takımı olacağınını söylemeliyim. Hele sonunda Hücum Marşı ile birlikte yerinizde kalkıp Allah Allah nidaları ile ileri atılmak isteyeceksiniz.

Müze girişi 5 lira. Eğer fotoğraf çekmek isterseninz 10 TL ilave ücret ödemeniz gerekiyor. Ancak kantini oldukçu ucuz. 0,15 TL çay içebiliyorsunuz mesala. Hediyelik eşya standına uğramayıp ihmal etmeyin. Osmanlı- Selçuklu sultanların, mehteran ekibinin maketlerini alabilirsiniz.


Çanakkale'de Seyit Onbaşının Kullandığı Topun Örneği

Çin Seddinin Gösterimi

Okçuluk Üzerine Bilgiler

Sultan Alparslan Portresi

Malazgirt Savaşı

Mozaiklerden Fatih Sultan Mehmet Portresi

Yavuz Sultan Selim Portresi





Sekiz Namlulu Silah





Jean Guerard Avrupa Haritası

Mühendishane-i Berr-i Humayun'da kullanılan yazı tahtası  ( Topçu Okulu)

Mahmut Şevket Paşanın Öldürüldüğü Araba

Sultan II Abdülhamid'in Masası


Çanakkale Savaşı



 
Design by Wordpress Theme | Bloggerized by Free Blogger Templates | free samples without surveys