28 Mart 2013 Perşembe

Ordugah Şehri Gölcük

Gölcük Donanma
Gölcük Donanma
Ordugah tarihte kara ordularının ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan kamplara denir. Ancak bu kamplardan bazılara zamanla büyüyerek şehir haline gelmişlerdir. Bunlar ordugah şehri yada garnizon şehri olarak anılır. Gölcük'te Cumhuriyet dönemin kurulmuş ordugah şehirlerinden birisidir diyebiliriz.  

Küçük bir köy iken 1927 yılında Yavuz zırhlısının tamiri için kurulun küçük tesisle birlikte zamanla Türkiye'nin en büyük donanma üssü haline gelmiş. Haliyle donanmanın ihtiyaçlarını karşılamak için tersanenin arkasında çok büyük bir şehir kurulmuş. Yalova yolu üzerinde sağ tarafta kalan şehrin neredeyse tamamı dükkanlardan yada lojmanlardan oluşuyor.  Yavuz Zırhlısının pervanesinin yer aldığı caddeden girdiğinizde sağlı sollu her yer dükkan. Küçük bir ilçeye göre çok büyük bir çarşısı var. Caddenin sonu ise tersanenin kapısana çıkıyor. Anlayacağınız şehir denizi görmüyor. Tamamen donanmaya endeksli kurulmuş bir şehir. Ancak İzmit tarafına doğru yapılmış küçük bir parktan deniz görülebiliyor.

Gölcük
Bu parkın içinde de karaya çıkartılmış bir gemi var. Yarhisar Gemi Müzesi.  1964 Amerika yapımı 40 yıl Türk donanmasında hizmet etmiş bir gazi gemi. Kıbrıs Barış Harekatında yer almış. Bir savaş gemisinin tüm unsurları görebiliyorsunuz. Hem parktan hemde müze geminin üzerinde donanmanın küçük bir parçasını görmeniz mümkün. Ayrıca açıkta da bir çok savaş gemisi var.


Gölcük Donanma
Türk Donanması'nda gemilerin orta direklerinin en üst noktasına Kuran'ı Kerim yerleştirilmesi, Donanmanın Osmanlı'dan beri süre gelen bir geleneği. Tüm gemilerde, denizaltılar da dahil olmak üzere birer Kuran'ı Kerim bulunuyor. Kuran'ı Kerim, gemilerde orta direğin en üst noktasına, denizaltılarda ise su alması imkansız olan özel bir bölüme yerleştiriliyor. 
Gölcük Donanma
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi

Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi
Gölcük Yarhisar Müze Gemi

27 Mart 2013 Çarşamba

Konca Lahdi: Yoldan Geçenleri Selamlayan Bir Mezar

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Konca Lahdi
"...Yoldan geçenlere ve denizden gidenlere selam olsun"

Yukarıdaki cümle Gölcük Halıdere'den bir kaç km ileride yol üstünde yer alan bir anıt mezarın kitabesinde yer almaktadır. Gölcük gezimiz sırasında Roma Mezarı olarak bilinen bu lahdi görmek için listemize eklemiştik. Açıkçası lahdin onlarca kez geçtiğimiz Yalova yolu üzerinde olduğunu bilmiyorduk. Yolun hemen kenarında olduğunu görünce baya şaşırdık. Hatta bunu nasıl burada tutuyorlar ? Yakında defineciler patlatır bile dedik kendi aramızda. Ancak bu lahdin burada durmasının durabilmesinin bir sebebi varmış. Bunu lahdinin deniz tarafına bakan yüzeyinde yer alan kitabeden öğreniyoruz.

“Artemata ve Artemidoros’un oğulları Posidoneis ve Apollonios kızı Tatia yaşarken bu lahdi kendilerine hazırlattılar. Yoldan geçenlere ve denizden gidenlere selam olsun.” 

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Konca Lahdi Kitabesi

MS.2 yy yapılmış bir anıt mezarda bu ifadelerin yazılmış olması yolları sevdalı birisi olarak beni çok etkiledi. 1967 yılında yol çalışması sırasında bulunan lahdin müzeye kaldırılmamış olmasına ve halen yoldan geçenleri selamlamasına çok sevindim.  Çekimlerimiz sırasın yol çalışmalarında görevli bir kaç arkadaş yanımıza geldi. Yine klasik sorularını sorarak ne çekiyorsunuz? Ne var bunun içinde ? gibi sorular sordular. Anlayacağınız defineci muhabbetine döndü sohbetimiz. Lahit üzerindeki kabartmalardan hazinenin yeri üzerinde çıkarımlar bile yaptılar.  Kabartmadaki insanları ayakları tepeye doğru uzanmış olduğuna göre hazine kesin tepenin altında olmalı bile dediler.

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Hazinenin yerini tarif ederken
Lahdi araştırdığımda toprak altında mezar odasının ve bir giriş kapısının olduğunun öğrendim.  Daha sonra yapılan çevre düzenlemesinde bu giriş toprakla kapatılmış. Ayrıca ışıklandırması yapılarak gece yoldan geçenlerin de görebilmesi sağlanmış. 

Mezar odasında bulunanlar müzeye kaldırıldığında ve çok büyük bir yapı olduğundan lahde pek bir zarar gelmiyor ancak üzerindeki kabartmalar için aynısını diyemeyeceğim. Mezarda yatanları simgeleyen kabartmalarda bir parça çok yakın bir zamanda keski ile kopartılmış. Eski fotoğraflarda bulduğuma göre bir kase kabartması varmış orada. 

Yolunuz Yalova-Bursa istikametine düştüğünde en azından bir kere durup görmenizi selamlamanızı tavsiye ederim.  

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Sol alt köşedeki figür tahrip edilmiş.
Roma Mezarı - Konca Lahdi
Tahrip edilmemiş kabartmalar
Roma Mezarı - Konca Lahdi
Medusa Kabatması

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Roma Mezarı - Konca Lahdi

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Roma Mezarı - Konca Lahdi

Roma Mezarı - Konca Lahdi
Toprak altındaki mezar odası ve giriş kapısı
Konca Lahdi-Roma Mezarı
1967 yılındaki yol çalışması sonrası lahdin görüntüsü

Kaynak : http://erkmensenan.blogspot.com/2012/08/prainetoskaramurselkoncagonca-lahdi.html

26 Mart 2013 Salı

Gölcük'te Bir Turizm Köyü : Nüzhetiye

Bugüne kadar çok köy gezdim ve bazıları bende güzel izler bıraktılar. Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı Nüzhetiye Köyü’de bunlardan biri oldu. Bir Pazar günü gezisi içerisinde bir duraktı Nüzhetiye ancak bütün gezinin en önemli parçası ve günün favori mekanı olmuştu ben ve arkadaşım Fatih için. Gölcük Merkez ve Halıdere’de biraz gezindikten sonra rota Nüzhetiye’ye çevrildi. Navigasyon cihazının avantajını kullanarak köy merkezine geldik. Köye birkaç km mesafede olan şelaleye tabela yönlendirmeleri olduğundan şelaleyi bulmamız zor olmadı. Şelalenin olduğu mekana geldik. Bir işletmeci şelalenin olduğu mekanda hizmet veriyormuş. Mekana girip selamımızı verdik işletmeci bizi karşıladı ve ‘’Hoş geldiniz’’ dedi. Abi dedik şelale nerde? O da ‘’Şelaleyi sakladık’’ diyerek güzel bir giriş yaptı  Daha sonra bize şelale hakkında bilgi verirken yaklaşık 800 metre kadar yukarıda daha büyük bir şelalenin varlığından bahsetti. Burada bulunan şelaleden haberimiz vardı ama yukarıda olanda nereden çıktı şimdi diye düşündük. Diğer şelale için fazla zamana ihtiyacımız olduğundan onu bir dahaki sefere bırakıp yanında bulunduğumuz şelaleyi fotoğraflamaya başladık. Ama aklımızda diğer şelalede kalmadı değil hani. Herneyse Tripodlar kuruldu lensler temizlendi ve başladı çekim. Oradan buradan şuradan şelaleyi fotoğraflamaya başladık. Çekim esnasında şelalenin hemen yanında bulunan 2 ayrı ağacın birbirine dal vasıtası ile bütünleştiğini yine işletmeci tarafından verilen bilgi ile öğrendik. Onuda fotoğraflayıp arşivimize kazandırmıştık. Çekimler epey sürdü. İş bittikten sonra İşletme sahibinin tesisinde birer köfte ekmek yemeden etmedik. Alabalık da vardı ama onun pişmesi uzun sürer diye tercih etmedik. Zaten çiftlik alabalıklarıda pek iyi olmaz genelde. Yemekleri beklerken yanımıza gelen başka bir ziyaretçinin ufak kızı oldukça tatlı ve hoş konuşmaları ile bizimle bir süre sohbet etti. Ben hayatımda bu kadar tatlı ve bu kadar akıllı bir çocuk çok az gördüm. Bu ufaklıkta gezimizin içerisinde bir yer tutmuş oldu bir nevi. Daha sonra İşletme sahibi bize çıkışa kadar eşlik edip uğurladı. Sağolsun güler yüzlü bir adamdı. 






Daha sonra Köy merkezinde bulunan 19.yüzyıl yapısı olan Hacı Ali Paşa Camisine gitmek için yola koyulduk. Şelalenin İşletmecisi Camide restorasyon olduğunu söylemişti ve bizde camide iskeleler vardır şimdi fotoğraf çekemeyiz diye hayıflanmıştık ama yinede görmemiz lazımdı camiyi. Camiyi bulduk ve baktık ki restorasyon bitmiş ve ne iskele var ne başka bir şey. Demek ki şelale işletmecisi bu camiye uğramayalı çok olmuş Caminin mimarisi oldukça güzel içerisinde güzel bir ahşap işçiliği var. Camiyi güzelce gezip fotoğraflarını çektikten sonra çevrede bulunan çok güzel eski evler dikkatimizi çekti. Fatih ile birlikte evleride şöyle bir inceleyip birazda fotoğraf çektikten sonra yavaş yavaş bir sonraki durak olan Kocaeli şehir merkezine doğru yol alma vaktinin geldiğini düşündük. Bu köyden ayrılırken Şelalesi, Camisi ve güzel evleri ile bize epey bir malzeme verdiği için kendimizi şanslı hissediyorduk. Artık Nüzhetiye Köyü bizim için özel olan köyler listesine girmişti…







Flickr Sayfamda bulunan Nüzhetiye Fotoğrafları
Sinan Doğan Facebook Fan Sayfası
Sinan Doğan Kişisel Web Sayfası

İletişim : foto.sinandogan@gmail.com

Halıdere: Araba Mezarlığı Bir Kasaba


Halıdere, Gölcük'e15 km mesafede İzmit Körfezi kıyısında şirin bir sahil kasabası. Körfez turu kapsamında yaptığımız gezide buraya gelme amacımız az da olsa tarihi ahşap evleri görmekti. Ama çok daha fazlası gördük. Belki de gezinin en fantastik bölümüydü benim için.


Tüpraş Rafinerisi'nin tam karşınına düşen çok şirin bir kasaba Halıdere. İzmit'in keşmekeşinden kaçış bölgelerinden biri belkide. Halıdere'de bizi çok sıcak karşılama bekliyordu. Pala bıyıklı bir amcamız selam verip sohbet etti bizimle. Sonra yol tarifi aldık usülden de olsa.


Sahil ve rafineri çekiminden sonra kasabanın sokaklarında tarihi evleri aramaya çıktık. Mahallenin bakkalı yanaşıp selam verdi önce. El sıkıştık. Hoş sohbetten sonra klasik soru geldi hemen.
- Ne çekiyorsunuz ?
- Tarihi evleri.
- Belediyeden mi geliyorsunuz ? Restore mi edilecek bunlar ?
- Hayır sadece fotoğrafları çekiyoruz.
- Ha Öylemi.
Arkasını dönüp dükkana girerken içeredilere hitaben
-Önemli bir şey değilmiş eski evleri çekiyorlarmış.


Her gezide muhakkak ya gazeteci, ya belediyeci ya da defineci zannediyorlar bizi. Aslında bu gezide de defineci muhabbeti oldu. Bir sonraki yazıda Roma Mezarını anlatırken bu konuya değineceğim.



Sokaklarda eski ahşap ev gördük ama sayıları oldukça azdı. Betonarme olmakla birlikte güzel sayılabilecek evlerde vardı. Ancak onlarında bir çoğu boştu. Muhtemelen depremde büyük hasar görüp bir daha kullanılmamış.






Gelelim Halıdere'nin ayrı bir yazı olarak yazılmasının sebebine. Biz eski ev ararken tam bir araba mezarlığının içine düştük. Ama öyle sırada arabalar değil. Çoğu arazi aracı. Samanlı dağlarının eteklerine kurulu olduğundan deniz kenti olmakla birlikte aynı zamanda bir dağ kenti de sayılabilir. Arazi araçlarının kullanımı bu nedenle olabilir. Ama neden bu kadar çok fazla ve çoğu hurdaya dönmüş ? Yine depremde hasar görmüş veya sahipsiz kalmış olabilirler. Belki abartı gelebilir ama kendimi bir anda Küba sokaklarında dolaşıyor hissettim. Açıkçası pek fazla bir sokak dolaşmadık. Göz ucuyla tarihi evleri tararken karşılaştım bu antikalarla. Belki daha fazla  araştırsak Halıdere'de daha neler görecektik belki de. Kim bilir başka bir zaman sırf bu arabaları çekmek için geliriz.








http://www.flickr.com/photos/kurtubafatih/tags/hal%C4%B1dere/


25 Mart 2013 Pazartesi

İzmit Körfezi'nde Keyifli Bir Tur

Seka Park ve Kartepe
Güneşli bir Pazar günü İzmit Körfezi etrafında kısa ancak çok verimli geçen bir tura çıktık. Gölcük Halıdere'den başlayan gezimizin durakları sırasıyla Gölcük, Nüzhetiye Köyü ve Şelalesi, Seka Park ve son olarak İzmit merkez oldu. Keyifli geçen gezimizde yine bir çok ilki yaşadım. Hiç ummadığımız sürprizlerle karşılaştım. Neler yoktu ki. 2000 yıllık bir Roma Mezarı, araba mezarlığı gibi bir kasaba, denizi görmeyen bir donanma şehri, gürül gürül akan şelalesi ile bir Osmanlı köyü, sanayi şehri insanının kaçış noktası bir park ve tarihini yitirmiş bir kent. Bir günde gördüğümü, öğrendiğimi, hissettiğimi detaylı anlatsam külliyatlı bir yazı çıkar.  O yüzden parça parça yazmaya çalışacağım. Önce güzel bir seçki yaparak fotoğraflarla sizi İzmit Körfez turuna dahil etmek istedim. Bu yazıyı giriş gibi düşünebilirsiniz. Akabinde aşağıdaki başlıklarda yazılarım gelecektir.

Not: Nüzhetiye yazısı Sinan Doğan tarafından yazılmıştır.
Halıdere'nin antikaları
Roma Mezarı
Tüpraş
Gölcük Donanma
Nüzhetiye Şelalesi
İzmit Saat Kulesi
İzmit Tren Garı
Yeni Cuma Camii
Körfez'de Gün Batımı
Orhan Camii
Körfez'de Mavi Saat




 
Design by Wordpress Theme | Bloggerized by Free Blogger Templates | free samples without surveys