8 Temmuz 2017 Cumartesi

Yol Sözleri - 6




...Beni yaratan elbet yolumu gösterir. 
(Şuara suresi/78.Ayet)

251-
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;
Kendi içine sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya  seyrine dalma
(Ömer Hayyam)

252-
Biz gezginler, her zaman en yalnız yolun arayıcıları!
Hiç bir güne, başka bir günün bitiminden başlamayız.
(Halil Cibran -Ermiş)

253-
Varıp yadellere meyil verirsen oy
Kış ola bağlana yolların
(Aşık Veysel)

254-
İçim büyük bir sabırla haşlandı,
İçim ey içim, bu yolculuk nereye?
Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin.
(Cahit Zarifoğlu)

255-
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
Beni o limana çıkaramazsın.
(Nazım Hikmet)

256-
Yolcu, yolunu ancak kaybettiğinde bulur
(Ece Temelkuran)

257-
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise o insan artık kaybolmuştur
(İsmet Özel)

258-
İlmin gerekleri ve bedelleri vardır: aramak, yola çıkmak, zahmete sadece katlanmak değil, bilakis meydan okumak...
(Munire Daniş)

259-
Gözleri Uzaklara Dalan Birinin, Yakınlarda Olmayan Bir Hikayesi Vardır.
(Bob Marley)

260-
Gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir.
(Cahit Zarifoğlu)

261-
İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler.
(Oğuz Atay)

262-
Kişi bir yere gitmek için değil, yeni şeyler görmek için yola çıkar.” –
(Henry Miller)

263-
Bu üç çeşit canlı içinde, sâdece insan, idrâk sahibidir. Ancak insan, yolcu olduğunu idrâk eder.
(Muzaffer Doğan)
264-
Bir yol bilirim, Adem’le Havva’ya gider
Bir yol bilirim, gizlice sevdâya gider
Bir yol ki ömür bahçelerinden geçerek
Yaşlarla, figanlarla musallâya gider”
(Bekir Sıtkı )

265-
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
(İsmet Özel)

266-
İtin izi enlidir, atın izi bellidir.
(Atasözü)

267-
İşaret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz saptırılmaz.
(Kaşgarlı Mahmud)

268-
Bu yoldan dönüş olmadığı gibi, yolculuktan pişmanlık da yoktur. Unutulmasın, ÖTÜKEN sancağı inmeyecek, SÖĞÜT ocağı sönmeyecektir.
(Devlet Bahçeli)

269-
Yolcuyu yola düşüren yolun bizzat kendisidir, menzil değil
(Cins Dergisi)

270-
Yol yolcuyu çağırır o vakit
(Cins Dergisi)

271-
Seyyâh olup yâr yolunda
Yanayım Hu diye diye
İçip yârin şerbetinden
Kanayım Hu diye diye
(Aziz Kâri)

272-
Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırsan gelirim.
(Sabahattin Ali)

273-
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan
(Ahmet Muhip Drsana)

274-
Uykusuz bir sıra kavak
Hem gider hem dinlerim
Düş önüme yol göster, derem benim
Kar mıhı atımın nallarında
(Necati Cumalı)

275-
Yolların başında ben,
sonunda sen varsın...
mesafeler biter mi ?
(Betül Aşık)

276-
Yol uzun, uzak. Kalbimizden başka pusula da yok gövdemizin cebinde.
(Sezai Karakoç)

277-
Geceler bitti. Yolculuklar bitti.
yeni yerler, yeni sabahlar bitti.
senden önceki haline döndü kalabalık.
(Şükrü Erbaş)

278-
Yola çıkan kişi daha önce konakladığı yerlerin izini taşır.
(Oruç Aruoba)

279-
Bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş.
(İbn Arabi)

280-
Güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta. Geç kalmayasın.
(Şems-i Tebrizi)

281-
Sadece gezen yeni yollar keşfeder.
(Norveç Atasözü)

282-
Gezmek insanın önce nutkunu keser sonra da onu bir hikayeciye çevirir.
(İbn Battuta)

283-
Şunu bilin ki prensim, diliniz
kurumuş, duduklarınız çatlamış, yorgun
ve perişan görünüyorsunuz... anlamıyor
musunuz? aradığınız şey liman değildi
ki, size bir gemi lazım, bir gemi....
(Tufan Gündüz)

284-
Gözlerimizin dibi karıştı
Dağ yollarının uzak dumanı gibi.
(Cemal Süreya)

285-
Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir, kendi yeri- kendisidir...
(Oruç Aruoba)

286-
Ağır Ağır Giden Eller Bizimdir.
Arap Atlar Yakın Eder ırağı,
Yüce Dağdan Aşan Yollar Bizimdir.
(Dadaloğlu)

287-
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı! 
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş...
(Bekir Sıtkı Erdoğan)

288-
Kat edilecek her yolu dolaşsanız bile ruhun sınırlarını yolculuğa çıkarak keşfedemezsiniz, hikayesi çok derindir 
(Herakleitos)

289-
Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir.
(Japon Atasözü)

290-
Dur Yolcu!
Yol nereyedir?
Kızıl elmayadır!
Menzil neredir?
Şehadettir!
Vuslat kimedir?
Vatanadır!
Vatan neredir?
Tüm cihandır!
(Diriliş)

291-
Hakikat kendisine tırmanacağın bir dağın zirvesinden çok, ardınsıra seni takip eden ayak izlerine benzer.
(Dücane Cündioğlu)

292-
Sonra anlıyorsun ki asıl mesele hangi yoldan gittiğinden ziyade, yan koltuğunda kimin oturduğunu seçmekten ibaret.(Selcan Aydın)

293-
Otoyolda ezan duyulmaz. Vakit girdi mi çıktı mı haberin bile olmaz. 
(Bekir Develi)

294-
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
(Konstantinos Kavafis)

295-
Bir şey gerçekten yapmak isteyen bir yol bulur. İstemeyen mazeret bulur.
(McKenzie)

296-
'Kat edilecek her yolu dolaşsanız bile ruhun sınırlarını
yolculuğa çıkarak keşfedemezsiniz, hikayesi çok derindir...'
(Herakleitos, parça 35.)

297-
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
(Cemal Süreya)

298-
Yine de yetmez zaman
gecenin ve kitapların söylediğini çözmeye,
kaç kent, kaç aşk terk edilmiştir;
sinmiştir ölümler
satırlara bir koku gibi;
hep bir şeyler kalmıştır geride
asla unutmak istemediğimiz
(Ahmet Oktay)

299-
Yolculuk nereye götürüyor beni?
Nerede yarım kalacak ayak izi?
(Sohrâb Sepehri)

300-
Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır.
Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.
(Mevlana)



3 Haziran 2017 Cumartesi

Ayvalık'tan Foça'ya Kuzey Ege



Uzun bir aradan sonra tekrar uzun yollardayım. Mecnun edip yollara iz peşine düşüren yaptığım 2-3 günlük geziler olmasına rağmen bir kaç yıldır ailemle yaptığım tatiller ve hafta sonu günübirlik turlar haricinde yola çıktığım yoktu. Hayat döngüsünün hem benim için hem de yol arkadaşlarım için farklı dönmesinden dolayı yollarımız ayrı düştü. Bunun getirdiği bir bocalamaydı bendeki bu hal. Artık zamanı geldiğini hissettim anda planlar yapmaya başladım. Yurt dışı mı yurt içi mi derken Ayvalık'ta buldum kendimi. İş yerinden 3 gün izin olarak daha önce gezmediğim Çanakkale ile İzmir arasında kalan kıyı hattını tamamlamaya karar verdim.

Feribotta karşılanan gün doğumuyla başladı yolculuğumuz. Martılar bile uyanmamıştı henüz. Osmangazi Köprüsünün üstünden beliren kızıllık ile renklenmeye başladı hayat. Bursa'yı hızlı geçip Balıkesir'e vardık bir çırpıda. Ege'ye gidilirken çevresinden dolaşılan Balıkesir'in kalbine daldım bu sefer. Saat kulesini görmekti niyetim aslında. Şehir merkezine girip kule ver çevresinin fotoğraflarını çektiğim gibi de çıktım. Ayvalık beni beklerdi çünkü.

Bir çok gezginin ilk yaptığı rotalardan biri olmasına rağmen benim yıllardır ertelediğim bir yerdi Ayvalık. Adaları, taş evleri, renkli kapıları, kilise camileri, tekne turları, uçsuz bucaksız plajları, zeytini ve elbette tostu ile ile tam bir cazibe merkezi olan şehir sonunda kapılarını açmıştı bana. Ben de düşünmeksizin kendimi bıraktım kollarına. Daha fazlasını anlatmam için bir müddet zaman verin bana. Her şeyi anlatacağım size.

Yolcunun adetidir bağlanmaz bir yere. Sevse de durmaz yerinde. Ayvalık'a hayran kalmama rağmen bırakıp ardımda bir başka şehre doğru devam ettim yola. Kıyıdan fazla uzaklaşmadan Dikili'ye gelmeden bir şelale sesi duydum. Durur muyum daldım sesin geldiği yöne. Aşıklar Şelalesi'ymiş. Aslında iki şelalesi varmış. İki tane mağarası ve güzel bir yürüyüş rotasıyla birlikte. Ayvalık-İzmir yolu üzerinde mutlaka uğranılması gereken bir.

>>> Dikili Aşıklar Şelalesi : Vadideki Güzellik

Sırada Bergama var. Sürprizler şehriydi benim için. Bir yanda antik kentler,tapınaklar, bir yanda Osmanlı camileri, hanları, köprüleri üstüne bir de höyük. Bunlar yetmez gibi 83 yıllık bir festival çıkmaz mı karşımıza. O zaman gecelenir burada dedik. Gecesini geçirdiğim şehirler bir başka severim. Bergama'yı daha çok sevdim.

Geldik gezimizin son durağına. İzmir'den önce son nokta Foça. Iyonların limanı, şimdilerin şirin balıkçı kenti. Balıkçı dediysem kordon boyu sandalları ve balıkçı restoranlarını kastediyorum. Ayvalık kadar olmasa da adaları, burunları, değirmenleri de var. Beş kapılı bir kalesi ve açık hava tapınağı ile hayran kalınacak kadar güzel.

3 günde 3 güzel şehir. Gözün alabildiğine zeytin, gök kadar mavi deniz, küçük ama yerli adalar, uzakta sıra dağlar gibi duran yunan, yelkenli yelkensiz tekneler, koylar plajlar bu gezide hatırada kalanlar. Daha fazlası var elbette. Tek tek anlatılması gerek fazla uzatmadan.

Bize kalan bu yoldan her zamanki gibi izler ve hatıralar. İzler burada, hatıralar İstifhane'de.



     


 
Design by Wordpress Theme | Bloggerized by Free Blogger Templates | free samples without surveys