8 Kasım 2016 Salı

İyiler Ölmez Mustafa Kutlu Hikayelerinde



Mustafa Kutlu hikayelerini benim gibi sıkı takip edenler bilirler. Genel bir karakteri üslubu vardır. vardır. Belli bir karakteri vardır. Misal günahkar da olsa iyidir insanlar. İyiliği öldürmez hikayelerinde. Ya tövbe etmiştir önceden yada tövbe ettirir bir şekilde. Son hikayesinde de bunu kapağına taşımış. Belki de yıllardır güvendiği toz kondurmadığı Anadolu insanının 15 Temmuz'da kendisini haklı çıkarmasının haklı gururunu taşımakta. Öyle ya onun hikayelerindeki karakterler şarhoş dahi olsa Kuran hürmetsizlik etmezdi. O kara gecede de bu millet ezdirmedi vatanı namerde.

Bu yıl Necip Fazıl Onur Ödülü’ne layık görülen üstad Mustafa Kutlu yeni kitabı ile yine gönüllerimize ferahlık verdi.  İyiler Ölmez ile önce kalbimize sonra raflarımıza girdi.

4 ana karakterin üzerine inşa ediyor hikayesini üstad. Ressam bir gezgin, bir genç delikanlı, sarhoş fotoğrafçı ve gönlü kırık bir doktor. Her birinin ayrı ayrı hikayesi anlatıyor. Ama zaman zaman birbirine geçiyor kurguları. Sanki bir sinema filmi gibi. Yine satır aralarında öğütler veriyor. Bazen okuyucu ile konuşuyor. Sohbet havasına dönüyor hikaye. Her zaman ki gibi eski hikayelerin atıflarda bulunur. Özellikle Uzun Hikaye'ye. Hatta bir bölümü olduğu gibi almış. Bunu da okuyucuya söylüyor tatlı bir üslupla. Hikayenin sonu bir anda mutsuz bir sonla bitiyor. Ama orada bile çok önemli bir ders veriyor. Hafızalarda önemli bir yer edinerek tamamlanıyor hikaye.

Kitap bir sahne var ki tam benlik. Yıllardır cevabını bulamadığım soruya şıp diye cevap vermiş. Onu sizinle paylaşmazsam olmaz :)

Gezginim ben. Turist mi ? Yoo :)



14 Haziran 2016 Salı

Yol Sözleri 5


"...bir yol tuttu" (Kehf-85)

201-
Ne kadar kaçmak ve uzaklaşmak arzusu ile dolu ise, o kadar da bağlanmak, kalmak, bağdaş kurup oturmak istiyorum.
(Sait Faik Abasıyanık)
*
202-
İşte bir kubbe ki söyler saati.
Yolcu ilk, dalgalar son cemaati,
(Arif Nihat Asya)
*
203-
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız "kalk gidelim"
öbür yanımız "otur" diyor.
(Can Yücel)
*
204-
Yol yolcunun bahanesi. Yolcu yola nispetle kalbine ağır.
(Güven Adıgüzel)
*
205-
İnsan öyle bir yere gelir ki orada sadece yol ile yoldaş arasında değil yol ile yolcu arasında bile bir fark kalmaz. Yolcu da, yoldaş da, yol da hep bir manada toplanıverir. İnsan kendinde, kendine doğru, kendince yürüdüğünü fark eder.
(Dücane Cündioğlu)
*
206-
Gitmek kaderi değiştirmektir.
(Cemil Meriç)
*
207-
Yol uzun, ömür kısa yahu. dünya ile zıtlaşmayı bırakın.
(Cabülka- Yaşar Bedri)
*
208-
Hayal gücü olmayan insanın kanatları yoktur.
(Muhammed Ali)
*
209-
Seni tüketen, önünde tırmanılacak dağlar değil, ayakkabında ki çakıl taşlarıdır.
(Muhammed Ali)
*
210-
Kendi yolunu bulamayan, bütün yolları boşuna yürür.
(Oruç Aruoba)
*
211-
Bu yollarda izimiz
Bu göklerde gizlimiz
Yollar, beni vardırın
Gökler, tutup kaldırın
(Necip Fazıl Kısakürek)
*
212-
Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü
ona göre ver. Vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır; yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın,
hercai ve seyyal…
(Halil Cibran)
*
213-
Bir yolculuk var bize,
Gider dururuz sürekli dipsize,
Çıkışımız olur mu bilinmez,
Dileğimiz Yusuf olmaktır, bu yoldan vazgeçilmez
(Ahmet Gazi A. Aydın)
*
214-
Dağlara götür yorulan yerini
(Harput Atasözü)
*
215-
Belki sana yazarım
Uğradığım bir şehirden
Eski bir kart atarım
Mekke ya da Kudüs'ten
(Yüksek Sadakat- Kutlu Özmakinacı)
*
216-
Yürümesini bilmeyenler, koşanlara kızarlar.
(Cemil Meriç)
*
217-
Ayaklarım hareket etmeye başladığı anda düşüncelerim akmaya başlıyor.
(H.D. Thoreau)
*
218-
Ben açık bir yol düşünden öte,
Bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda.
Gerisi sadece gök ve toprak
(Fernando Pessoa)
*
219-
Su kesiksiz hareket zikir ahenk şırıltı
akmayan kokar diye esrarlı bir mırıltı
(Necip Fazıl Kısakürek)
*
220-
Ömrümün uzun yolu
Geçip gitsem yare doğru
Gözlerim yaş dolu dolu
Yol ver dağlar yol ver bana
(Aşık Veysel)
*
221-
Yolcuğun nerede biteceğini söylemem.
Ama nerede başladığını biliyorum.
(Avicii)
*
222-
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
(Abdurrahim Karakoç)
*
223-
Bütün uzaklara gittim
Hepsinin de dönüşü vardı.
Gitmesem ölürdüm
Kocaman bir yalnızlıktı dönüp geldiğim.
(Şükrü Erbaş)
*
224-
Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.
(Hz. Mevlana)
*
225-
Yeterince uzağa giderseniz içinizdeki size ulaşabilirsiniz.
(David Mitchell)
*
226-
Ben yol vermez geçitlerdim sen bağrımı delen ırmak
(Fatih Sofuoğlu)
*
227-
Tarlada izi olmayanın hasatta yüzü olmaz
(Atasözü)
*
228-
Hem mekansal, hem düşünsel, hem de duygulsal bir yolculuktur. Ama yazarı için o seyahat, roman daha ortada yokken başlar.
(Ahmet Ümit)
*
229-
Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
(Orhan Veli)
*
230-
düştüm yollarında
kaldım dağlarında
yaban ellerinde
gezgin idim hancı oldum
bir garip gezginim
dalına kuzgunum
ben senin yazgınım
aşk yolunda koyma beni
(Kara Güneş - Koyma Beni)
*
231-
Sonra anlıyorsun ki asıl mesele hangi yoldan gittiğinden ziyade, yan koltuğunda kimin oturduğunu seçmekten ibaret.
(Selcan Aydın)
*
232-
Bu senin yolun yalnızca, başkaları seninle yürüyebilir, fakat hiç kimse senin için yürüyemez. (Mevlana)
*
233-
Umutla yolculuk etmek, gidilecek yere varmaktan çok daha zevklidir.
(Robert Louis Stevenson)
*
234-
Allah'ım
Yol boyunca,
Tarih boyunca,
Başıboş bırakma bizi...
(Cahit Zarifoğlu)
*
235-
Sefer düştü Gürcistan'a,
Bizim ilen gelen gelsin!
Mert gelsin namert gelmesin!
(Köroğlu Destanı)
*
236-
Bilmiyor musun ki
Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça
kim olduğunu asla bilemezsin
(José Saramago)
*
237-
Vel hasıl dünya hayatı "İş" dediğimiz oyun ve eğlenceden ibarettir.
(Mustafa Kutlu-Hesap Günü)
*
238-
Her şey hızlandı. Yolculuklar, dostluklar, aşklar.
Yavaşlayabilenler daha çok mesafe kat ettiler.
(Bekir Develi)
*
239-
Fazla ayrıntıya gömülmekle suçlamayın beni. Yolcuların tarzıdır bu !
(Xavier de Maistre)
*
240-
Uçsuz bucaksız çöllerde
Yine izler gelenlerin;
Yollar gideceklerindir....
(Arif Nihat Asya)
*
241-
Denizin kenarına kadar ayakların izi vardır. Lakin denizin içinde artık bir iz kalmaz.
(Hazreti Mevlana)
*
242-
Yeni Cami, şehrin bir sahilinde henüz karaya yaklaşmış masal gemisi ...
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
*
243-
Yolculuk, benliğimizdeki bir tür iç dekoru yıkar. Yolculuk bu sığınaktan yoksun bırakır bizi.
(Albert Camus)
*
244-
Eylül toparlandı gitti işte / Ekim filan da gider bu gidişle
(Turgut Uyar)
*
245-
Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.'
(Can Yücel)
*
246-
Yürümeye devam et, yol insanı terbiye eder !
(Dücane Cündioğlu)
*
247-
Herkesin, gidebileceği bir yeri olmalı
Çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.
(Fyodor Dostoyevski)
*
248-
Daha gidilecek yol var güzelim
Aşılacak dağlar varılacak köyler
Konulacak yürekler var hakedmiş
(Gönül Köse)
*
249-
Yolculuk, benliğimizdeki bir tür iç dekoru yıkar. Yolculuk bu sığınaktan yoksun bırakır bizi. Sevdiklerimizden, dilimizden uzakta kalınca tüm desteklerimizden kopup maskelerimizden yoksun kalınca, kendi kendimizin yüzeyindeyizdir tümüyle
(Albert Camus)
*
250-
Mavi ve yeşil biraz da toprak. Başka renge ihtiyacı yok insanın
(Fatih Yıldız)
*

Yol Sözleri ile ilgili diğer yazılar : #YolSözleri

Yol Sözleri 1 
Yol Sözleri 2
Yol Sözleri 3




14 Mart 2016 Pazartesi

Oyunun Oyunu Oyunu





Bu ay ki oyunun  içinde bir oyun vardı. Tekerleme değil gerçek. "Oyunun oyunu" hem oyunun ismini hem de konusunu anlatmakta. Bir oyunun provalarının ve gerçek oyun esnasında sahne arkasında yaşananların anlatıldığı çok keyifli bir oyun. İsmi ve konusu gibi beyin jimnastiği yaptıran gülme garantili bir oyun.

İngiliz yazar Michael Frayn'ın ilk defa 1982 yılında sahnelediği ve ülkemizde de birçok değerli tiyatro ustasının sahnelediği oyun Fars yada vodvil  tarzı oyunların bir örneğidir. Komedinin bir alt türü olarak fars türü oyunlar herhangi bir hiciv olmadan sadece güldürmeyi amaçlarken matematiksel bir kurgu içerirler. Orjinal ismi "Noices Off" olan oyunun dilimize "Oyunun Oyunu" olarak çevrilmesinin sebebi de budur. İBB Şehir Tiyatroları tarafında ilk defa bu sezon sahnelenen oyunu bu ay Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesinde izleyebilirsiniz.   
İki perdenden oluşan oyunda üç bölüm yer almakta. İlk perde ve birinci bölümde, bir oyunun teknik provasın yada kostümlü provasının yapılması anlatılmakta. Oyunun yönetmeni seyircilerin arasında dolaşarak provayı yönetmekte. Bu bile oyuna ilgiyi daha fazla artırmakta. 

İkinci perde ise iki farklı bölüm var. İlki  provası yapılan oyunun ilk gösterimi sırasında kulisten yaşananları anlatıyor. Bu bölümü anlamak için ilk perdeyi çok dikkatli izlemek ve hatırlamak gerekiyor.  Bir oyun esnasında arkada neler olup bitebileceğini beyin damarlarınızı zonklatacak kadar güzel anlatılıyor. Oyunun temposu o kadar yüksek ki takip etmekte zorlanabilirsiniz. İşin matematiği de burada zaten. Bir önceki perdede yaşananları hatırlamanız ve ilişkilendirmeniz gerekmekte. bu bölümde biraz yorulduğunuzu ve oyundan koptuğunu hissedebilirsiniz.

Son bölümde ise oyunun sahnelendiği bir turnede yaşanan aksiliklerin oyuna olan etkisi çok komik bir dil ile anlatılmakta.

Dekor oyunun teması olan kapılardan oluşuyor. Öyle işlevsel kullanılmış ki kapıların açılığ kapanması oyunun hızı ile orantılı.  Oyuncuların temposu takdiri hakediyor. bu kadar karışık bir oyunu hatasız oynamaları ayakta alkışlanacak bir performans.

Son söz bu oyunu kaçırmayın .

 



10 Ocak 2016 Pazar

Hayy Müzikal Çocuk Oyunu

 Hayy Çocuk Oyunu
Hayy Müzikal Çocuk Oyunu

Endülüslü filozof İbn-i Tufeyl'in romanı Hayy Bir Yakzan'dan uyarlanan müzikal çocuk oyunu Hayy'ın galasına kızım Hüsna ile katıldım. Endülüs'e olan hayranlığımdan dolayı uzun yıllar önce okuduğum romanın oyununu kızımla beraber izlemek oldukça heyecanlandırdı beni.

Hayy Bir Yakzan, Daniel Defoe'un Robinson Crusoe romanına ilham olmuş hatta Avrupa'nın aydınlama çağında bir çok düşünürü de etkilemiş bir eserdir.

Hayy, ülkesinde zalim bir yöneticinin zulmünden kaçabilmek için annesi tarafından sepetin içine bırakılarak denize bırakılan bir çocuktur. Issız bir adada bir ceylanın evlat edinmesi ile hayata tutunur. Bebeklik evresi bitip artık düşünme çağına geldiğinde diğer hayvanlarda farkı olduğunu idrak etmeye başlar.  Akabinden gelişen olaylarla Allah bilincine akıl ile ulaşabileceğini savunur.


Oyun  bu kurgu üzerine çocukların anlayabileceği bir şekilde düzenlenmiş. Oyunun yönetmeni Tiyatro Greyfurt'tan Mehmet Emin İnci. Diriliş Ertuğrul dizisini izleyenler bilirler. Halep Emiri'ni canlandıran oyuncudur kendisi.  Tiyatro Greyfurt  Akif, Menan Cinleri gibi başarılı tiyotro oyunları sahneleyen bir ekip. İlk defa gerçekleştirdikleri çocuk oyunu ile başarılı bir çalışma ortaya koydular.

Projenin sahibi ise Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun da yönetim kurulunda yer aldığı Meridyen Derneği.  Sosyal bilimler üzerine proje üretmeyi hedefleyen dernek bu çocuk oyunu projesini de "Kıyıya vuran tüm çocuklara" slogonı ile Suriye'de savaştan kaçıp denizde can veren çocuklara adamış.

Son olarak çalıştığım firma Albaraka Türk'ün böyle güzel bir projeye sponsor olmasında duyduğum memnuniyeti belirtmek istiyorum. Bir dönem Avrupa'ya ilham olmuş öz kültürümüzü tekrar keşfetip yeni cevherler çıkartıyor olmamız çok güzel. Çok daha güzel çalışmaların olacağına inanıyorum.


Hayy müzikal çocuk oyununu aşağıdaki gösterim yerlerinde ücretsiz izleyebilirsiniz.

Anadolu Yakası Gösterim Yerleri:

16.01.2016 Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi 12:00
30.01.2016 Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi 12:00
31.01.2016 Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi 12:00

Avrupa Yakası Gösterim Yerleri:

23.01.2016 Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi 12:00
24.01.2016 Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi 12:00
28.01.2016 Bağcılar Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi 12:00
29.01.2016 Bağcılar Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi 12:00
04.02.2016 Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi 12:00
05.02.2016 Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi 12:00
06.02.2016 Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi 12:00
07.02.2016 Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi 12:00




 
Design by Wordpress Theme | Bloggerized by Free Blogger Templates | free samples without surveys