Bu hafta sonu fırsatını bulduğum bir anda sinamaya gittim. Herhangi bir beklentim olmadan sadece tarihi karakterlerinde olmasında dolayı Hürkül'ü tercih ettim. Zaten pek bir alternatifim yoktu maalesef. Recep İvedik bütün salonları kaplamıştı.
Yunan Mitolojine merakım olmakla birlikte pek araştırmaya fırsatım olmadı. Bir ara derinlemesine irdelemek istiyorum. Geziler sırasında ziyaret ettiğimiz antik kentleri araştırırken her zaman bir mitolojik hikaye karşıma çıkar. Durum böyle olunca Herkül'ü sinama izlemek ilginç geldi.
İsminden devam filmlerin geleceği tahmin edilsede bu performansla devam edeceği pek gözükmüyor. Etkiletici bir film olmasa 3D efeklerini ve antik kentlerin canlandırmalarını beğendim. Deniz kenarında kartal yuvası kale şehirler. Kaltınlarını gördüğüm şehirlerin canlı hallerini görmek gibi heyacan verici. Filmde en çok dikkatimi çeken bir diyalog ise Komutan Sotiris'in Herkül'e "Kale duvarlarında çok fazla kalmışsın. Benim gibi dünyayı dolaşsaydın böyle düşünmezdin" demesi oldu. Herkül, tanrı Zeus'un oğlu olsada filmde insani tarafı daha baskın gösterimiş. Film baştan sona aşkı uğruna yaşadıklarını anlatıyar zaten. Üvey babası Kral Amphitryon'un öldürtmek üzere Mısır'a bir sefere göndermesi filmi bir yolculuk hikayesine dönüştürüyor.
Başta dediğim gibi herhangi bir beklenti olmadan izlenebilecek vasat bir film. İyi seyirler.
0 yorum:
Yorum Gönder