...Beni yaratan elbet yolumu gösterir.
(Şuara suresi/78.Ayet)
251-
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;
Kendi içine sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma
(Ömer Hayyam)
252-
Biz gezginler, her zaman en yalnız yolun arayıcıları!
Hiç bir güne, başka bir günün bitiminden başlamayız.
(Halil Cibran -Ermiş)
253-
Varıp yadellere meyil verirsen oy
Kış ola bağlana yolların
(Aşık Veysel)
254-
İçim büyük bir sabırla haşlandı,
İçim ey içim, bu yolculuk nereye?
Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin.
(Cahit Zarifoğlu)
255-
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
Beni o limana çıkaramazsın.
(Nazım Hikmet)
256-
Yolcu, yolunu ancak kaybettiğinde bulur
(Ece Temelkuran)
257-
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise o insan artık kaybolmuştur
(İsmet Özel)
258-
İlmin gerekleri ve bedelleri vardır: aramak, yola çıkmak, zahmete sadece katlanmak değil, bilakis meydan okumak...
(Munire Daniş)
259-
Gözleri Uzaklara Dalan Birinin, Yakınlarda Olmayan Bir Hikayesi Vardır.
(Bob Marley)
260-
Gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir.
(Cahit Zarifoğlu)
261-
İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler.
(Oğuz Atay)
262-
Kişi bir yere gitmek için değil, yeni şeyler görmek için yola çıkar.” –
(Henry Miller)
263-
Bu üç çeşit canlı içinde, sâdece insan, idrâk sahibidir. Ancak insan, yolcu olduğunu idrâk eder.
(Muzaffer Doğan)
264-
Bir yol bilirim, Adem’le Havva’ya gider
Bir yol bilirim, gizlice sevdâya gider
Bir yol ki ömür bahçelerinden geçerek
Yaşlarla, figanlarla musallâya gider”
(Bekir Sıtkı )
265-
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
(İsmet Özel)
266-
İtin izi enlidir, atın izi bellidir.
(Atasözü)
267-
İşaret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz saptırılmaz.
(Kaşgarlı Mahmud)
268-
Bu yoldan dönüş olmadığı gibi, yolculuktan pişmanlık da yoktur. Unutulmasın, ÖTÜKEN sancağı inmeyecek, SÖĞÜT ocağı sönmeyecektir.
(Devlet Bahçeli)
269-
Yolcuyu yola düşüren yolun bizzat kendisidir, menzil değil
(Cins Dergisi)
270-
Yol yolcuyu çağırır o vakit
(Cins Dergisi)
271-
Seyyâh olup yâr yolunda
Yanayım Hu diye diye
İçip yârin şerbetinden
Kanayım Hu diye diye
(Aziz Kâri)
272-
Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırsan gelirim.
(Sabahattin Ali)
273-
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan
(Ahmet Muhip Drsana)
274-
Uykusuz bir sıra kavak
Hem gider hem dinlerim
Düş önüme yol göster, derem benim
Kar mıhı atımın nallarında
(Necati Cumalı)
275-
Yolların başında ben,
sonunda sen varsın...
mesafeler biter mi ?
(Betül Aşık)
276-
Yol uzun, uzak. Kalbimizden başka pusula da yok gövdemizin cebinde.
(Sezai Karakoç)
277-
Geceler bitti. Yolculuklar bitti.
yeni yerler, yeni sabahlar bitti.
senden önceki haline döndü kalabalık.
(Şükrü Erbaş)
278-
Yola çıkan kişi daha önce konakladığı yerlerin izini taşır.
(Oruç Aruoba)
279-
Bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş.
(İbn Arabi)
280-
Güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta. Geç kalmayasın.
(Şems-i Tebrizi)
281-
Sadece gezen yeni yollar keşfeder.
(Norveç Atasözü)
282-
Gezmek insanın önce nutkunu keser sonra da onu bir hikayeciye çevirir.
(İbn Battuta)
283-
Şunu bilin ki prensim, diliniz
kurumuş, duduklarınız çatlamış, yorgun
ve perişan görünüyorsunuz... anlamıyor
musunuz? aradığınız şey liman değildi
ki, size bir gemi lazım, bir gemi....
(Tufan Gündüz)
284-
Gözlerimizin dibi karıştı
Dağ yollarının uzak dumanı gibi.
(Japon Atasözü)
290-
Dur Yolcu!
Yol nereyedir?
Kızıl elmayadır!
Menzil neredir?
Şehadettir!
Vuslat kimedir?
Vatanadır!
Vatan neredir?
Tüm cihandır!
(Diriliş)
291-
Hakikat kendisine tırmanacağın bir dağın zirvesinden çok, ardınsıra seni takip eden ayak izlerine benzer.
(Dücane Cündioğlu)
292-
Sonra anlıyorsun ki asıl mesele hangi yoldan gittiğinden ziyade, yan koltuğunda kimin oturduğunu seçmekten ibaret.(Selcan Aydın)
293-
Otoyolda ezan duyulmaz. Vakit girdi mi çıktı mı haberin bile olmaz.
(Sezai Karakoç)
277-
Geceler bitti. Yolculuklar bitti.
yeni yerler, yeni sabahlar bitti.
senden önceki haline döndü kalabalık.
(Şükrü Erbaş)
278-
Yola çıkan kişi daha önce konakladığı yerlerin izini taşır.
(Oruç Aruoba)
279-
Bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş.
(İbn Arabi)
280-
Güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta. Geç kalmayasın.
(Şems-i Tebrizi)
281-
Sadece gezen yeni yollar keşfeder.
(Norveç Atasözü)
282-
Gezmek insanın önce nutkunu keser sonra da onu bir hikayeciye çevirir.
(İbn Battuta)
283-
Şunu bilin ki prensim, diliniz
kurumuş, duduklarınız çatlamış, yorgun
ve perişan görünüyorsunuz... anlamıyor
musunuz? aradığınız şey liman değildi
ki, size bir gemi lazım, bir gemi....
(Tufan Gündüz)
284-
Gözlerimizin dibi karıştı
Dağ yollarının uzak dumanı gibi.
(Cemal Süreya)
285-
Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir, kendi yeri- kendisidir...
(Oruç Aruoba)
286-
Ağır Ağır Giden Eller Bizimdir.
Arap Atlar Yakın Eder ırağı,
Yüce Dağdan Aşan Yollar Bizimdir.
(Dadaloğlu)
287-
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı!
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş...
(Bekir Sıtkı Erdoğan)
288-
Kat edilecek her yolu dolaşsanız bile ruhun sınırlarını yolculuğa çıkarak keşfedemezsiniz, hikayesi çok derindir
(Herakleitos)
289-
Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir.(Japon Atasözü)
290-
Dur Yolcu!
Yol nereyedir?
Kızıl elmayadır!
Menzil neredir?
Şehadettir!
Vuslat kimedir?
Vatanadır!
Vatan neredir?
Tüm cihandır!
(Diriliş)
291-
Hakikat kendisine tırmanacağın bir dağın zirvesinden çok, ardınsıra seni takip eden ayak izlerine benzer.
(Dücane Cündioğlu)
292-
Sonra anlıyorsun ki asıl mesele hangi yoldan gittiğinden ziyade, yan koltuğunda kimin oturduğunu seçmekten ibaret.(Selcan Aydın)
293-
Otoyolda ezan duyulmaz. Vakit girdi mi çıktı mı haberin bile olmaz.
(Bekir Develi)
294-
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
(Konstantinos Kavafis)
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
(Konstantinos Kavafis)
295-
Bir şey gerçekten yapmak isteyen bir yol bulur. İstemeyen mazeret bulur.
(McKenzie)
296-
'Kat edilecek her yolu dolaşsanız bile ruhun sınırlarını
yolculuğa çıkarak keşfedemezsiniz, hikayesi çok derindir...'
(Herakleitos, parça 35.)
Bir şey gerçekten yapmak isteyen bir yol bulur. İstemeyen mazeret bulur.
(McKenzie)
296-
'Kat edilecek her yolu dolaşsanız bile ruhun sınırlarını
yolculuğa çıkarak keşfedemezsiniz, hikayesi çok derindir...'
(Herakleitos, parça 35.)
297-
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
(Cemal Süreya)
298-
Yine de yetmez zaman
gecenin ve kitapların söylediğini çözmeye,
kaç kent, kaç aşk terk edilmiştir;
sinmiştir ölümler
satırlara bir koku gibi;
hep bir şeyler kalmıştır geride
asla unutmak istemediğimiz
(Ahmet Oktay)
299-
Yolculuk nereye götürüyor beni?
Nerede yarım kalacak ayak izi?
(Sohrâb Sepehri)
300-
Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır.
Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.
(Mevlana)
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
(Cemal Süreya)
298-
Yine de yetmez zaman
gecenin ve kitapların söylediğini çözmeye,
kaç kent, kaç aşk terk edilmiştir;
sinmiştir ölümler
satırlara bir koku gibi;
hep bir şeyler kalmıştır geride
asla unutmak istemediğimiz
(Ahmet Oktay)
299-
Yolculuk nereye götürüyor beni?
Nerede yarım kalacak ayak izi?
(Sohrâb Sepehri)
300-
Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır.
Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.
(Mevlana)