Pera Müzesi'nde gençlik yıllarımı hatırlatan çok ilginç bir koleksiyonu görme fırsatını buldum. Suna ve İnan Kırac’ın Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu.
Üniversite dahil öğrencilik yıllarımda okul harici zamanımın büyük kısmını pazarda terazinin arkasında meyve satışı yaparak geçirdim. Son yıllarımda elektronik teraziler kullanmaya başlamıştık ama kefeli terazileri unutamam. Hakkaniyetli olmak için terazi dillerini eşitlemek ne uğraşırdım. Gerçi büyük boyutlu meyvelerde zorlanıp müşteriden yana ağır tartardım. Çok eskilerden hatırladığım sopalı kantarlar vardı. Büyük yükleri tartmak için kalınca bir sopayla kantarı iki kişinin kaldırması ile çalışırdı. Bir de çekerlerde var. Küçük el kantarları. Kötü hatıralar ise pazar kavgalarında kilo dediğimiz ağırlıkların bir numaralı silah oluşuydu. Havada uçuşurlardı. Babamın kafasında gençlik dönemlerinde kalma bir yara izi bile vardı.
Müzenin ilk katında birbirinden ilginç terazi ve ağırlıkları görünce pazar hatıralarım canlandı bir anda. Eski çağlardan kalma taştan, bronzdan, demirder çeşit çeşit ağırlıkları görünce bir o kadar da şaşırdım açıkçası. Herakles ya da Herkül biçiminde ağırlıklar bile vardı. Osmanlı yazılı teraziler, hassas kuyumcu terazileri, ahşap sıvı ölçüleri, mühendislerin korku rüyası T cetvelleri ve daha nicesi. 8.000'den fazla eserle tüm ticaret erbabının görmesi gereken çok özel bir koleksiyon.
0 yorum:
Yorum Gönder