21 Temmuz 2013 Pazar

Samanyolunda Ziyafet Süleymaniye'de Ramazan

Samanyolunda Ziyafet

Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir.
Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat üstü ziyafet, bir gök sofrasıdır.
Yani, Samanyolunda Ziyafet
(Sezai Karakoç, 1964)

Samanyolu'nda Ziyafet, üstad Sezai Karakoç'un oruç, ramazan ve bayramla ilgili yazılarını topladığı kitabı. Yıllardır okumak istediğimde Ramazan'a erteler dururdum. Haftasonunda yolda okumak için elime aldığımda o gün bitirmeye niyetlenmemiştim halbuki. İk sayfalarda Süleymaniye'den habseden aşağıdaki makalesini okuyunca tüm günüme yön verdi. Aslında bir hafta önce Candostum'la Süleymaniye'de iftar yapmıştık. İlkindi vakti gibi buluşmuş küçük bir alışveriş yaptıktan sonra napalım ne edelim derken hadi gidelim Süleymaniye'nin avlusunda oturalım demiştik. Üstad'ın 50 sene önce yazdığı bu makaleden habersiz iftara kadar güzel bir vakit geçirmiştik. Yazıyı okuduktan sonra  gidip üstadın ellerinde öpesim geldi.

Samanyolunda Ziyafet

O gün işlerimi bitirdikten sonra  iftara kadar eper bir vakit vardı.  Hemen eve dönmek yerine Süleymaniye'ye çıkıp kitabı okumaya devam etmeye karar verdim. Kavurucu sıcakta avluya girer girmez bir ferahlama hissettim sanki. Denize bakan tarafta tüm heybeti ile neredeyse tüm bahçeyi gölgelendiren çınarın altında epey dinlenenler vardı. Sırtımı ağaca vererek camiye izlemeye başladım. Müthiş bir huzur vardı ortamda. Hayatın tüm karmaşından koşuşturmasından uzaktaydım sanki.
Süleymaniye Camii Avlusu

Samanyolunda Ziyafet

Abdest alıp namaz kılmak için camiye girdiğimde halka şeklinde oturmuş bir çocuk grubu gördüm. Siyahi çocukların bu hali o kadar hoşuma gittiki bir iki kare fotoğrafını çekmek istedim. O anda klasik Türk tepkisi ne çekiyor kardeşim edaları ile gelen sonradan rehberleri olduğunu öğrendiğim bir adam engel oldu bana. Caminin içinde küçük bir tartışma bile yaşandıç. O kadar sinirlendim ki  elim ayağım titredi. Namazı kılıp çıkarken kapıdan geri döndüm. Eğer o adamla konuşmaz isem akşama kadar arkasında konuşacak hatta küfürler edecektim. Çıkmalarını bekleyip yanına yaklaştım. Daha anlayışlı bir tavırla davranışının sebebi kendince açıklamaya . Somali'de hafızlık eğitimi alan bir grupmuş. Kişi bazı art niyetli davranışlarla karşılaştığından bana öyle bir tepki vermiş. Fazla uzatmada o tertemiz hafızlar hatrına helalleşerek barıştık. Hatıra olarak çocuklarla fotoğraf çektirmemi bile o kişi teklif etti. Büyük bir huzurla geldiğim Süleymaniye'yi az daha zehir edecekti bana. Çok şükür izin vermeden tatlıya bağladık. Bu Ramazan'ın bir bereketi olsa gerek. Yoksa başka zaman bu kadar müsamahalı olmazdım belkide.
Somali'li Hafızlar
Somali'li Hafızlar
Yanlarından ayrılıp Sultan Süleyman'ın da bulunduğu kabristana girdim. Güllerle kaplı bir mezarlığı gezerken insan apayrı bir hava hissediyor.

Bahçeye dönerek tekrar bir çınarı altında attım kendimi. Kitabı okumaya devame ettim. Ramazanı ve orucu bir şairin kelimelerinden büyük bir keyifle okudum.  Okurken oldukça etkilendiğim bölüm ise Kıbrıs'la ilgili makaleler oldu.  O dönem henüz Kıbrıs harbi olmamış oradaki müslümanlar büyük bir zulüm altındaydı. O ruh hali ile yazılmış yazıları okuyunca ve günümüzde halen müslümanların zulüm altında olduğunu gördükçe içimi bir hüzün kapladı. Tevafuk ki Kıbrıs Harekatının 39. yılında denk gelen bir günde okumuş olmam ise br nebze olsun ferahattı beni. İnşaallah bu zulümlere karşı Allah yardımını gönderecektir.




Kitap neredeyse bitmişti. Biraz ara vererek geçen hafta Candostum'la yaptığım gibi çimlere  uzandım boylu boyunca. Ufakta bir şekerleme yaptım serin serin.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Design by Wordpress Theme | Bloggerized by Free Blogger Templates | free samples without surveys