Samanyolunda Ziyafet |
Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir.
Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat üstü ziyafet, bir gök sofrasıdır.
Yani, Samanyolunda Ziyafet
(Sezai Karakoç, 1964)
Samanyolunda Ziyafet |
O gün işlerimi bitirdikten sonra iftara kadar eper bir vakit vardı. Hemen eve dönmek yerine Süleymaniye'ye çıkıp kitabı okumaya devam etmeye karar verdim. Kavurucu sıcakta avluya girer girmez bir ferahlama hissettim sanki. Denize bakan tarafta tüm heybeti ile neredeyse tüm bahçeyi gölgelendiren çınarın altında epey dinlenenler vardı. Sırtımı ağaca vererek camiye izlemeye başladım. Müthiş bir huzur vardı ortamda. Hayatın tüm karmaşından koşuşturmasından uzaktaydım sanki.
Süleymaniye Camii Avlusu |
Samanyolunda Ziyafet |
Abdest alıp namaz kılmak için camiye girdiğimde halka şeklinde oturmuş bir çocuk grubu gördüm. Siyahi çocukların bu hali o kadar hoşuma gittiki bir iki kare fotoğrafını çekmek istedim. O anda klasik Türk tepkisi ne çekiyor kardeşim edaları ile gelen sonradan rehberleri olduğunu öğrendiğim bir adam engel oldu bana. Caminin içinde küçük bir tartışma bile yaşandıç. O kadar sinirlendim ki elim ayağım titredi. Namazı kılıp çıkarken kapıdan geri döndüm. Eğer o adamla konuşmaz isem akşama kadar arkasında konuşacak hatta küfürler edecektim. Çıkmalarını bekleyip yanına yaklaştım. Daha anlayışlı bir tavırla davranışının sebebi kendince açıklamaya . Somali'de hafızlık eğitimi alan bir grupmuş. Kişi bazı art niyetli davranışlarla karşılaştığından bana öyle bir tepki vermiş. Fazla uzatmada o tertemiz hafızlar hatrına helalleşerek barıştık. Hatıra olarak çocuklarla fotoğraf çektirmemi bile o kişi teklif etti. Büyük bir huzurla geldiğim Süleymaniye'yi az daha zehir edecekti bana. Çok şükür izin vermeden tatlıya bağladık. Bu Ramazan'ın bir bereketi olsa gerek. Yoksa başka zaman bu kadar müsamahalı olmazdım belkide.
Somali'li Hafızlar |
Somali'li Hafızlar |
Bahçeye dönerek tekrar bir çınarı altında attım kendimi. Kitabı okumaya devame ettim. Ramazanı ve orucu bir şairin kelimelerinden büyük bir keyifle okudum. Okurken oldukça etkilendiğim bölüm ise Kıbrıs'la ilgili makaleler oldu. O dönem henüz Kıbrıs harbi olmamış oradaki müslümanlar büyük bir zulüm altındaydı. O ruh hali ile yazılmış yazıları okuyunca ve günümüzde halen müslümanların zulüm altında olduğunu gördükçe içimi bir hüzün kapladı. Tevafuk ki Kıbrıs Harekatının 39. yılında denk gelen bir günde okumuş olmam ise br nebze olsun ferahattı beni. İnşaallah bu zulümlere karşı Allah yardımını gönderecektir.
Kitap neredeyse bitmişti. Biraz ara vererek geçen hafta Candostum'la yaptığım gibi çimlere uzandım boylu boyunca. Ufakta bir şekerleme yaptım serin serin.
0 yorum:
Yorum Gönder