13:53
https://plus.google.com/100719724565080065830?authuser=0
2 comments
Sonbaharın iyiden iyiye kendini gösterdiği bu günlerde Sarıyer Bahçeköy'den Kısırkaya Köyü'ne ormandan denize 20 km'lik keyifli bir yürüyüş gerçekleştirdik. Candostum Yavuz Alper'le birlikte Belgrad Ormanı'nı artık arka bahçemiz gibi kullanır olduk. Ormanda uzun yürüyüşe ise ilk defa çıktık. Ormanda yalnız gezmeyi planlarken PODOS doğa grubu rehberi Muhittin'in de Belgrad'da yürüyüşe çıkacağını öğrenip gruba dahil olduk. Bir tarafta ormanının mis gibi havası, diğer tarafta denizin iyot kokulu rüzgarları ile kendimize geldik.
|
Belgrad Ormanı trekking rotamız |
Yürüyüşü bu sefer tuttuğum kısa notlarla anlatmaya çalışayım.
- Belgrad Ormanı
İstanbul'da sonbaharın en güzel yaşandığı yerlerin başında geliyor. Özellikle Kasım ortasından itibaren yaprakların bir anda sapsarı olması doyulmaz bir manzara oluşturmakta. Ormanın sadece doğal yaşamı ile değil tarihi özellikleri ile dikkat çekmekte. Osmanlı döneminde yapılan bendler(gölet), kemerler ve su depoları bulunmakta. Bu yapılar vasıtası ile uzun dönem İstanbul'un su ihtiyacı karşılanmış. Bahçeköy Kemeri'nden başladığımız yürüşümüz Valide Bendi (1796) ve 2. Sultan Mahmut Bendi(1839) ortasında devam etti. Bendlerden özellikle Valide Bend'inin mimarisi çok ilginçti. Ormanında ortasına yapılmış bir kale havası vardı. 2.Mahmud Bendi'nin de yüksekliği şaşırttı beni.
- Bahçeköy'de mahallenin içinden geçerken neredeyse tüm sokak köpekleri peşimize takıldı. Bir kısmı yürüyüşün sonuna kadar bize eşlik ettiler. Deniz kıyısından nasıl geri döndüler bilmiyorum ama yürüyüş gruplarına alışkın oldukları belli.
|
Belgrad Ormanı'nda Trekking |
- Dağ bisikletçilerini gün boyu etrafımızda gördük. Çamurlu yollara rağmen pek keyif almışa benziyorlardı. Kısırkaya Köyü'nde otobüs beklerken bu hattaki araçlarda bisiklet aparatı oluğunu öğrendim. Bisikletle yapılan geziler sonrası dönüşler otobüsle yapılabilir. İlginenler için güzel bir fırsat.
- Belgrad Ormanı'nın
meşhur mantarları bizi yine şaşırtmanı. En özel türlerini sundular. En ilginci ise çikolata kaplı dondurma sevimliliğinde olan mantar oldu. Sarı renkli asalak ağaç mantarı da doğada acımanın olmadığını dengenin olduğunu gösterdi bize. Küçücük mantarlar koskoca ağacı çürütmek için yaratılmışlardı çünkü.
- Ormanla denizle arasında yolumuzu Kuzey Otobanı ve 3.Köprü inşaatı kesti. Mecburen yolumuzu değiştirip farklı bir yoldan Gümüşdere Köyü'ne inmek zorunda kaldık. Yol inşaatı ormandan ziyade seyrek ağaçlı ve makilik bir alanda yapılsada doğal yaşama büyük zarar vermekte. Vahşi hayvanları geçiş yollarını kapatmakta. Buna bir çözüm bulunmalı.
- Kısırkaya Köyü adını bile ilk defa duyduğum kendi halinde bir köy. Adını sahildeki kayalıklarda almakta. Koskoca sahilde 5-6 parça kaya var ama kumkayası olduğundan şekilleri oldukça ilginç. Bu kayalar dışında pek bir özelliği yok. Köy şimdilerde üçüncü köprü ile üçüncü havaalanı arasında sıkışmış kalmış. Anlayacağınız büyük bir rant bölgesi.
- Gezide araba mezarlığı arşivim için baya bir malzeme çıktı. Köyler yol kenarlarına, tarlalara terk edilen eski araçlarla dolu.
|
Valide Sultan Bendi |
|
2.Mahmud Bendi |
|
Sonbaharda Belgrad Ormanı Valide Sultan Göleti |
|
PODOS Belgrad Ormanında |
|
Belgrad Ormanı dağ bisikletçilerinin mekanı |
|
Çikolota tadında bir mantar |
|
Doğada acıma yoktur denge vardır. Küçücük mantar koskoca ağacı çürütecek. |
|
Üçüncü Köprü yolu inşaatı |
|
Sarıyer Kısırkaya Plajı |
|
Kısırkaya'da ki kayalar tam fotoğraflık |
|
Kısırkaya |
|
Araba Mezarlığı arşivime yeni eklenenler |
|
Plajın cankurtaran merdiveni korsan teknesi gibi |
|
Kısırkaya Plajı |
|
Kısırkaya Köyü |